Amasya ve Tarihi
Milattan önceki yıllardan günümüze uzanan yüzlerce yıllık tarihi birikimiyle, o zamanlardaki adı Amasseia olan, günümüzde Karadeniz Bölgesi’nin orta kesimlerinde bulunan Amasya; yemyeşil doğası ve tarihi güzellikleri ile tüm misafirlerini kendine hayran bırakıyor.
Ortasından Yeşilırmak Nehri‘nin geçtiği Amasya, binlerce yıl yaşadığı tüm deprem ve savaşlara rağmen güzelliğini ilk günkü gibi koruyor. Yeşilin ve mavinin tonlarının harmanlandığı bu kent, Osmanlı döneminde de şehzadelerin eğitim gördüğü bir kent olmuş. Bu önemli konumu sayesinde de pek çok padişah, bilim adamı ve sanatçı yetiştiren kentte tarihi yapılar da oldukça fazla.
Karadeniz Bölgesi’nin tüm hazinelerini de barındıran kent, aslında tam bir turistik merkez. Hemen hemen yılın her dönemi kentte bir etkinlik yapılıyor. Festivaller, şenlikler, güreşler ve bunların yanı sıra nehri, gölü ve yeşillikleri ile her mevsim ziyaret edilmek için uygun bir şehir Amasya.
Kültür turizmi, termal turizmi ve doğa sporları yönünden de gelişme gösteren şehirde konaklama tesislerinin sayısı da her geçen gün artıyor. Şehir otellerinden, butik ve küçük otellere ve pansiyonlara kadar her türden konaklama imkânı mevcut.
Amasya Rehberi
Yeşilırmak ile ortadan ikiye ayrılan, eski göz alıcı evleri ile bir Şehzadeler Şehri‘dir.
Amasya’da ilk yerleşme M.Ö. 5500 yıllarında başlayıp Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellenistik – Pontus, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde de kesintisiz olarak devam etmiştir.
Bu dönemlerin arkeolojik yerleşim yerlerine ait kalıntılar halen mevcuttur. Amasya merkezinde uygarlıklarından derin izler bırakan Pontuslar’ın (M.Ö.333 – M.Ö.26) Krallarının ölümünden sonra kayalara oymak suretiyle yaptıkları Kral Kaya Mezarları, bu gün bile ilimizin anıtsal eserleri arasında yer almaktadır. M.Ö. 26 – M.S.395 tarihleri arasında Roma egemenliğine geçen ilimiz ve çevresinde bu uygarlığa ait su kanalları, kaleler köprüler vb. eserlerden bazıları günümüze kadar gelebilmiştir.
700 yıl Bizans egemenliğinde kalan Amasya’yı 1071 yılında Anadolu’ya giren Alparslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi 1075 yılında fethederek burada ilk Türk Egemenliğini kurmuştur. Bundan sonra Amasya’da Selçuklu egemenliği görülmektedir. Bu dönemde yaşamış olan vali ve emirler yaptırdıkları medrese, cami, türbe gibi eserlerle kentimizi Anadolu’nun en büyük kültür merkezi durumuna getirmişlerdir. Selçuklular 1243’deki Kösedağ Savaşı’nda Moğollara yenilmiştir. 1246 yılında başlayan Moğol istilasında, ilk Amasya Valiliği Seyfettin Torumtay’a verilmiştir. İran’da kurulan İlhanlılar, 1265’te Anadolu’yu hakimiyetleri altına alarak, yönetime el koymuş ve kendisine bağlamışlardır. Kent’te yaşamış bazı İlhanlı şahsiyetlerinin mumyaları halen müzede teşhir edilmektedir.
1341 yılından sonra Uygur Türklerinden Ertana Beyliği’nin hakimiyeti görülmektedir. 1386 yılında Şehzade Yıldırım Bayezid Amasya’yı Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402’de Osmanlı birliğinin bozulmasına sebep olan ve Timur’un zaferi ile sonuçlanan Ankara Savaşı, Osmanlılardaki kargaşayı, Şehzadeler arasında mücadeleye dönüşmüştür. Amasya Valisi Çelebi Mehmet duruma hakim olarak ikinci defa Osmanlı birliğini sağlamıştır.
Amasya; Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedeniyle, “Şehzadeler Şehri” olarak ün yapmıştır. Şehzade Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, Şehzade Murat (II) (1404 yılında Amasya’da doğmuştur.), Şehzade Ahmet Çelebi, Şehzade Mehmet (II), Şehzade Alâeddin, Şehzade Bayezid (II) (oğlu Yavuz Sultan Selim Han 1470 yılında Amasya Sarayında doğmuştur.), Şehzade Ahmet, Şehzade Murat, Şehzade Mustafa, Şehzade Bayezid ve Şehzade Murad (III) çeşitli tarihlerde Amasya’da Valilik Yapmışlardır. Bu dönemde birçok âlim ve ulema yetişmiş, saray, çeşme, medrese, cami, türbe v.b. gibi kalıcı eserlerle kentimiz bir kültür merkezi olarak tarihteki yerini almıştır. Bu eserler günümüze kadar gelerek geçmişe ışık tutmaya devam etmektedir.
Tarihin akışı içerisinde önemli roller üstlenen Amasya, Kurtuluş Savaşı sırasında yine ön plana çıkmıştır.
1919 – “Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır!”
19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da başlayan Milli Mücadele’nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Amasya’ya gelmesiyle devam etmiş.
Kurtuluş mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan “Amasya Tamimi” ile “Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır” denilerek Milli Mücadele burada fiiliyata geçirilmiş. Bu itibarla, Amasya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da ilk önemli adımın atıldığı yer olmuş.
Amasya’da Ne Yapılır?
Yöre de gezip görülecek yer çok. Kaya Mezarları, Aynalı Mağaralar, Amasya Müzesi, Ferhat Su Kanalı, Taş Han, Vakıf Bedesten Kapalı Çarşı, Gök Medrese Camii, Gümüşlü Camii, Mehmet Paşa Camii, Büyük Ağa Medresesi bunlardan birkaçı. Ayrıca Hatuniye Mahallesi’ndeki eski Osmanlı evlerini mutlaka görmelisiniz.
Nehir boyunca güzel bir yürüyüş yapıp nehrin kenarlarındaki kahvelerde dinlenebilirsiniz.
Tarihin ve doğanın kucağındaki kent Amasya’da tatilinizin her günü dolu dolu geçecek. Gezip görmeniz gereken pek çok yer, yapmanız gereken pek çok etkinlik var. Öncelikle şehrin tarihi yerlerini; camilerini, kümbetlerini, bedesten, hamam ve medreselerini mutlaka gezip görmelisiniz. İsterseniz hamamlarında ve kaplıcalarındaki şifalı sularında bir gün geçirerek yılın tüm yorgunluğunu atabilir ve sağlık depolayabilirsiniz. Yeşilırmak kenarında güzel bir kahve molası verebilir, şehri dinlerken yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Akşamları ise kale ve kral mezarları manzarasına karşı Yeşilırmak kenarında güzel bir yemek yiyebilirsiniz. İsterseniz Türk ve dünya mutfağı isterseniz de Amasya’nın yöresel lezzetleri ile damağınızı şenlendirebilirsiniz.
Daha Detaylı Bilgi İçin: Amasya Gezi Rehberi