Mudanya’da Gezilecek Yerler
Bursa’nın en güzel ilçelerinden biri olan Mudanya’nın doğal güzelliği kadar tarihi zenginliği de oldukça fazla! Mudanya’nın tarihini ve kültürünü yakından tanıma fırsatı bulabileceğiniz yerleri ve yapıları sizler için bir araya toplayarak, mükemmel bir liste haline getirdik.
Mudanya Tarihi
Kolofonlular tarafından kurulan Mudanya’nın geçmişinin MÖ 7. yüzyıla kadar dayandığı bilinmektedir. Bölgenin önceki adının “Myrleia” olduğu bilinmektedir ve isminin “yüce ana tanrıça boğazı” anlamına geldiği belirtilmektedir. Şehir MÖ 3. yüzyılda Makedonlar ve Bithynialılar tarafından yakılmıştır. Sonrasında ise Makedon Kral bölgeyi damadı Pnisas’a vererek, kızı Apame’nin adına bir şehir kurmasını istemiştir.
Uzun süre Roma İmparatorluğu’nun önemli bir kolonisi olan şehir, MS 395’de imparatorluğun bölünmesinin ardından 1321 senesinde Osmanlı’nın hakimiyetine girmiştir. Aradaki boşlukta ise şehirde Arap ve Selçuklu baskısının olduğu tahmin edilmektedir.
Osmanlı döneminde Mudanya, ipek ticareti içinde önemli bir liman görevi görmüştür. Osmanlının son dönemlerinde ise Mudanya’daki lezzetli zeytinler ve bu zeytinlerden elde edilen zeytinyağları nedeniyle bölge büyük bir öneme sahipti. Bölge özellikle Osmanlı’daki Hristiyan azınlığın yaşadığı önemli noktalardan biri olmuştur. Bölgedeki mimari yapıda da bunun izlerini görmek mümkün olmaktadır.
Mudanya 6 Temmuz 1920 tarihinde İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra ise Yunanlılar bölgede hakimiyet kurmuş ve 12 Eylül 1922 senesinde, bölge Halit Paşa önderliğinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. 3-11 Ekim 1922 tarihleri arasında imzalanan Mudanya Mütarekesi ise Kurtuluş Savaşı’nın sonlanışının resmi belgesi ve TBMM’nin ilk resmi zaferi olması nedeniyle yakın tarihimizdeki en önemli olaylardan biri olarak kabul edilmektedir.
Mudanya’da Gezilecek Yerler
Mudanya Mütareke Evi Müzesi
Mudanya Mütareke Evi, 11 Ekim 1922 tarihinde, Türk-Yunan savaşını sonlandıran Mudanya Mütarekesi’nin imzalandığı tarihi mekandır. İsmet Paşa önderliğinde gerçekleştirilen mütareke toplantısına ev sahipliği yapan Mudanya Mütareke Evi Müzesi, Atatürk başkanlığındaki Ankara Hükümeti’nin fiilen kabul edildiği ilk yer olması açısından önemlidir. Mütareke Evi, ilk olarak Rus asıllı Alexander Ganyanof isimli birine ait iken; sonrasında Şeker Kralı olarak da bilinen Mudanyalı iş adamı Hayri İpar tarafından satın alınmıştır. Mudanya’nın tarihi simgesi olan Mütareke Evi, 1937’den itibaren müze olarak hizmet vermeye başlamıştır.
Barışı simgeleyen ve Barış Evi olarak anılan Mütareke Evi Müzesi, 19. yüzyıl mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. İki büyük salonu ve 13 odası ile birlikte iki kattan oluşan müzenin birinci katında, çalışma odaları ve mütarekenin imzalandığı salon bulunurken; ikinci katında Asım Gündüz Paşa ile İsmet İnönü’nün ve onlara eşlik eden yaverlerinin yatak odaları yer almaktadır. Müzede, Kurtuluş Savaşı ve mütarekeye ait belgeler ve döneme ait eşyaların yanı sıra, itilaf devletleri için görevlendirilen General Harington, General Charpy, General Mombelli ve İsmet Paşa’nın balmumu heykelleri de sergilenmektedir.
Girit Mahallesi Evleri
Mudanya’nın en güzel mahallesi olan Girit Mahallesi, mübadeleden önce Rumların yaşadığı bir mahalleydi. Mudanya İskelesi güzergahında, deniz kıyısı üzerinde bulunan Girit Mahallesi, diğer adıyla Halit Paşa Mahallesi, denize paralel uzanan üç cadde ve bunları dikine kesen dar sokaklardan oluşan, oldukça şirin bir mahalledir. Muhteşem manzarası ve mistik atmosferiyle insanları geçmişe götüren bu mahallede bulunan konakların her biri 18. yüzyıla aittir.
İtalyan mühendis ve mimar Piçiretu tarafından planlanan ve dizayn edilen mahalle ve konakları, zamana karşı direnerek, bozulmadan ve yıpranmadan bugüne gelmeyi başarmıştır. Bir kısmı yalılardan oluşan Girit Mahallesi, vitrayları, geometrik tavan süslemeleri, rengârenk çiçekli bahçeleri, kalem işlemeleri, ahşap dokulu konak ve köşkleriyle özellikle turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir.
Tahir Paşa Konağı
Tahir Paşa Konağı, 18.yüzyıl Osmanlı mimarisinin ve Lale Devri’nin en güzel örneklerinden biri olarak, Mudanya’nın merkezinde Şükrü Çavuş Mahallesi’nde bulunmaktadır. Mudanya’nın en önemli kültürel miraslarından biri olan Tahir Paşa Konağı, 1724 yılında inşa edilmiş, 1985 yılında ise kamulaştırılarak, uzun yıllar boyunca ilçe halk kütüphanesi olarak hizmet vermiştir.
2012 yılından itibaren Mudanya Belediyesi‘ne devredilen ve o günden itibaren müze olarak kullanılan Tahir Paşa Konağı’nda, Fransa’dan getirtilip bugüne kadar himaye edilmiş Tahir paşa ve ailesine ait eşyalar sergilenmektedir. Bunun dışında Tahir Paşa Konağı Müzesi’nde, Cüneyt Pekman arşivinden alınan eski Mudanya fotoğrafları, Girit odaları ve Mudanya Bandosu köşesi bulunmaktadır. Tahir Paşa Konağı, iç duvarları ve tavanlarındaki çiçek kabartmalı gravürleri ile günümüze kadar var olmayı başarmış, ihtişamlı bir konaktır.
Montania Otel – Tren Garı Binası
Burası neresi? Montania Tren Garı Binası, Fransızlar tarafından 1849 yılında gümrük binası olarak yaptırılmıştır. Uzun bir süre gümrük olarak kullanılan bina, 19.yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı’nın tren yollarına yönelmesiyle, tren garına dönüştürülmüş lakin ancak 1892 yılında kullanılabilmiştir. Bu tarihten itibaren Bursa‘daki fabrikalarda üretilen ipekler demiryolu vasıtası ile Mudanya’ya ve buradan da deniz yolu ile İstanbul‘a taşındı.
TBMM kararı ile 1953 yılında, kardan çok zarar ettiği gerekçesiyle kapatılan Montania Tren Garı, 1980’li yılların sonunda rayları sökülüp, restore edilerek otele dönüştürüldü. Günümüzde hala otel olarak kullanılmaya devam eden Montania Tren Garı Binası, deniz kıyısında bulunan tarihi dokusu bozulmamış görkemli bir yapı olarak varlığını sürdürmektedir.
Mudanya Şükrü Çavuş Ve Şehitler Anıtı
Mudanya’nın merkezinde, İskele Meydanı’ndaki parkta bulunan Şükrü Çavuş ve Şehitler Anıtı Kurtuluş Savaşı dönemi sırasında, Mudanya’yı İngiliz işgalinden kurtarabilmek için ilk kurşunu atarak, üç düşman subayını yere serip, şehit düşen kahraman asker Şükrü Çavuş anısına yaptırılmıştır. Bunun yanın sıra Türk ordusunda görev alan Mudanyalı sekiz şehidi de temsil eden Mudanya Şükrü Çavuş ve Şehitler Anıtı, yöre halkı için oldukça anlamlı bir yapıdır.
Anıt üzerinde yer alan isimler; başta 25 Haziran 1920 yılında şehit olan Şükrü Çavuş olmak üzere, Şükrü Çavuş, Ali oğlu Tahir, Talat, Mestan oğlu Osman, Aziz oğlu Mehmet, Hasan oğlu Mehmet, Kürt Hasan, Kamber oğlu İbrahim, Halil oğlu Mehmet’tir.
Mudanya Ortodoks Kilisesi (Uğur Mumcu Kültür Merkezi)
Mudanya’nın en önemli ve en büyük Ortodoks kilisesi olan Mudanya Ortodoks Kilisesi’nin, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir. Hakkında kesin bilgilere ulaşılamamış olan kilisede, yalnızca kuzey cephesindeki pencerelerden birinde 1834 tarihli yedi satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Kitabedeki metinde ”İyi hemşerimiz Anastasıou oğlu Iordines anımsamak için ve dindarlığından dolayı, bu kutsal kilisenin yüzeyindeki bütün yontulmuş taşları Palaikhorio’daki zeytinliğinden getirerek bağışlamıştır. Mudanya (Moundanion) O’na minnettardır” yazmaktadır.
Halk arasında ”Papazın Evi” olarak da adlandırılan Mudanya Ortodoks Kilisesi, yapısı bozulmadan günümüze kadar gelebilmiş, önemli tarihi eserlerden biridir. Mübadele dönemi sonrası ibadethane özelliğini kaybeden kilise, bir süre sinema salonu olarak kullanılmış, 1993’te ise Mudanya Belediyesi tarafından kültür merkezi ilan edilmiştir. Bu tarihten itibaren Uğur Mumcu Kültür Merkezi olarak hizmet vermektedir..
Myrleia Antik Kenti
2012 yılında bir inşaat çalışması esnasında tesadüfen bulunmuş olan Myrleia Antik Kenti, Mudanya’nın Hisarlık mevkiinde yer almaktadır. Arkeolojik çalışmalar sonucunda edinilen bulgulara göre MÖ 7. yüzyılda İyonya’dan gelen Kolophonlular tarafından kurulduğu tahmin edilen Myrleia Antik Kenti’nin açık hava müzesine dönüştürülmesi için Mudanya Belediyesi tarafından birçok çalışma yapılmaktadır. Bölgenin Mudanya’nın ilk kurulduğu yer olduğu belirtilmektedir.
Antik kent içerisinde, Helenistik ve Roma dönemlerine ait olduğu belirlenen çanak ve çömlek parçaları, pişmiş toprak künklerden oluşan su sistemleri, cadde ve sokakların altına döşenen atık su sistemleri ve kuzeye doğru gittikçe liman kalıntıları bulunmuş ve birçoğu sergilenmek için koruma altına alınmıştır. Ancak ne yazık ki 2012 senesinde antik kentin üzerine bir AVM inşa edilmiş ve antik kente dair kalıntılar kalın camlar altında korunmuştur(!). Yani şu an bu kent bir alışveriş merkezinin bodrum katına bulunmaktadır.
Hasanpaşa Hamamı
1653 yılında, Mısır Mirlivası (Tuğgeneral) Hasan Paşa tarafından yaptırılan Hasanpaşa Hamamı, neredeyse dört asırlık tarihi bir binadır. Yapıldığı tarihte hamamın elde ettiği gelir, hemen yanında yer alan ve yine Hasan Paşa tarafından yaptırılan Hasanpaşa Camii ve diğer vakıflara bağışlanmıştır. Hasan Paşa’nın mezarı da cami avlusunda bulunmaktadır. Mudanya’nın Hasanbey Mahallesi’nde yer alan bina, yöre halkı tarafından ”Yukarı Hamam” ve ”Eski Hamam” olarak da anılmaktadır.
Trilye Evleri
Mudanya’ya bağlı bir kasaba olan Trilye, otantik atmosferi ve sahip olduğu tarihi yapılarıyla Bursa’nın en güzel kasabalarından biridir. İlçe merkezinden 11 kilometre uzaklıkta bulunan ve eski bir Rum köyü olan Trilye, Bizans ve Rum mimarisini yansıtan, 2-3 katlı ahşap ve kerpiçten yapılma konaklardan oluşmaktadır. Her köşesi tarih kokan Trilye’de Rumlardan kalma yedi kilise, üç manastır ve üç ayazma bulunmaktadır.
Trilye gezilecek yerler listesi oluşturan herkesin aklına ilk gelen Trilye Evleri oluyor. Zira ahşap dokusu ve muhteşem Bizans mimarisi ile masmavi denizin kıyısına konuşlanmış olan Trilye Evleri, kasabaya girdiğiniz an şahane bir manzara ile sizleri karşılamaktadır. Tirilye Evleri’nde genellikle giriş katlar ocaklık ve zeytin mahseni olarak kullanılmıştır. Ortada alçak tavanlı bir ara katın ardından yatak odalarının olduğu son kata çıkılmaktadır. Genellikle ahşap ve kerpiç malzemelerden inşa edilmiştir.
Kemerli Kilise (Panagia Pantobasilissa Kilisesi)
Halk arasında Küçük Ayasofya olarak anılmakta olan Kemerli Kilise, Mudanya’nın şirin bir kasabası olan Trilye’de yer almaktadır. Eski dönemlerde Rumların yaşadığı Trilye, Hristiyan kültürünün etkisiyle birçok kilise ve manastıra ev sahipliği yapmıştır. Bu yapıların kimi zaman içinde yok olurken; kimi günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Kemerli Kilise, Trilye’nin ayakta kalabilmiş tarihi yapılarından ve kültürel miraslarından biridir.
Mısır’ın İskenderiye şehrinden getirilen sütunlarla özel olarak dizayn edilen Kemerli Kilise’nin 13. yüzyıl sonlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 1855 senesinde meydana gelen depremde ne yazık ki büyük hasar görmüş ve çan kulesi ile kubbesi bu depreme yenik düşmüştür. Bugün yeterli bakımı ve onarımı göremese de turistlerin ilgisini çekmeye devam eden kilise, Ortodokslar için oldukça önemlidir.
Mudanya Zeytinbağı Taş Mektep
Mudanya-Trilye’de (Zeytinbağı) bulunan Taş Mektep, aslen Trilyeli olan, lakin uzun yıllar Yunanistan‘da eğitim gördükten sonra, bir metropolit (din adamı) olarak Trilye’ye dönen Chrisostomos tarafından 1904- 1909 yılları arasında yaptırılmıştır. Chrisostomos’un bir süre müdürlük yaptığı Taş Mektep’te, Kıbrıslı Rum lider Başpiskopos Makarios’un eğitim gördüğü rivayet edilmektedir. Trilye için önemli bir tarihi değer olan Taş Mektep, batı mimarisini yansıtan Neo-klasik tarzda, oldukça görkemli bir binadır. Taş Mektep, Türkiye için önemli olduğu kadar dünya mimarisi ve tarihi açısından da oldukça önemli bir yapıdır.
Mübadele döneminden sonra Rumların Trilye’yi terk etmesiyle Kazım Karabekir tarafından öksüz ve yetim çocuklar için Darü’l-eytam okulu olarak hizmet vermeye devam etmiştir. Uzun yıllar boyunca çocukların eğitimi için kullanılan bina, 1988 yılında yıkılması tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için boşaltılmıştır.
Trilye Kilisesi – Yemekhane (Aziz Vasil Kilisesi)
Mudanya’nın Trilye kasabasında bulunan Trilye Kilisesi-Yemekhane, 19. yüzyıla ait bir yapıdır. Önceleri kilise olarak kullanılan yapı, Mübadele sonrası 1927 senesinde öksüzler evi olan Taş Mektep öğrencilerinin yemekhanesi olarak hizmet vermiştir. Oldukça geniş ve ferah bir alana sahip olan Trilye Kilisesi düğün, nişan, sünnet düğünü ve mevlit gibi etkinlere de ev sahipliği yapmıştır. Bir süreliğine sinema salonu olarak da hizmet veren Trilye Kilisesi, 2009 senesinde restorasyonu tamamlanarak günümüzde “Trilye Kültür Merkezi” olarak kullanılmaktadır.
Zeytinbağı Fatih Camii
Mudanya’nın Trilye ilçesinde yer alan Zeytinbağı Fatih Camii, esasen 610-850 yılları arasında, haç formunda inşa edilen tarihi bir kilisedir. Yapı, Aziz Theodore’ye adanmıştır. Cami olmadan önce Hagios Stephanos Kilisesi olarak Trilye’de yaşayan Rumların ibadet ettiği bir mekandı. Fatih Camii, yapısını bozmadan günümüze kadar gelebilmiş ender Bizans mimarisi örneklerinden biri olması açısından oldukça önemlidir.
Kitabesinde 1560 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman döneminde camiye çevrildiği belirtilen bina, her ne kadar camiye çevrilmiş olsa da kilisenin genel yapısı bozulmadan korunmaya çalışılmıştır.
Tarihi Zeytinyağı Fabrikası
Mudanya’da yine Trilye ilçesinde yer alan Tarihi Zeytinyağı Fabrikası, Osmanlı Dönemi mimarisinin önemli bir örneğidir. Osmanlı döneminde ülkedeki büyükelçilerin, sadrazamların ve valilerin sofralarından eksik olmayan meşhur Trilye zeytininin ve zeytinyağının üretildiği bu fabrikadan çıkan ürünlerin Amerika’ya varana kadar birçok ülkeye ihraç ettiği bilinmektedir. Günümüzde eski iş makinalarını içerisinde barındırmaya hala devam eden Tarihi Zeytinyağı Fabrikası, görülmeye değer yapılardan biri!
Trilye Dündar Evi – Hagios Ioannes Rum Kilisesi
Mudanya’nın Trilye ilçesinde bulunan Dündar Evi, diğer adıyla Hagios Ioannes Rum Kilisesi (Yuannes Kilisesi) 19.yüzyıl mimarisinin başarılı örneklerinden biridir. Bizans’a özgü motifleri de içinde barındıran yapı, biri ibadet için kullanılan üç kattan oluşmaktadır. Kemerli taş bir giriş kapısına sahip olan Dündar Evi, ahşap işçiliğiyle özenle inşa edilmiş duvarları ve iç atmosferiyle dikkat çekmektedir.
Dündar Evi, mübadele döneminde Rumların bölgeyi terk etmesiyle, ibadethane özelliğini kaybederek, özel mülkiyete dönüştürülmüştür. Alan kişinin amacı burasını restore ederek otel haline getirmek olsa da ne yazık ki bürokratik engeller nedeniyle bu gerçekleşememiştir. Bugün binanın batı cephesi, konut olarak kullanılmaktadır. Mudanya’nın tarihsel açıdan önemli miraslarından biri olan Dündar Evi’nde, ayrıca Roma dönemine ait mezar sitilinde Latince bir satırlık yazı ile hemen yanında erkek, kadın ve elinde meyve tabağı tutan hizmetkar figürleri yer almaktadır. Mudanya’daki Bizans dönemine ait önemli eserlerden biri olan yapı, sahip olduğu etkileyici mimari detaylar ile görülmeye layık yerler arasında bulunmaktadır.
Aya Yani Manastırı
Trilye’nin 5 kilometre uzağında, antik liman kenti olan Kapanca’nın bir kilometre doğusunda yer alan Aya Yani Manastırı, Ortodokslar için hac yeri niteliğindedir. Adını Trilye’ye ismini veren üç papazdan biri olan Aya Yani’den alan kilisenin tarihi 700’lü yıllara kadar dayanmaktadır. Uzaktan bir kale gibi görünen Aya Yani Kilisesi’nden geriye yalnızca kalıntıları kalmıştır.
1880 yılında kısmen yanmış, sonrasında onarılarak 1922 tarihine kadar faaliyetlerine devam etmiştir. Mübadele ile birlikte Rumların bölgeyi terk etmesiyle kaderine terk edilen Aya Yani Kilisesi, o günden itibaren kullanılmamış, zamanla yıpranarak, harabeye dönmüştür.
Kapanca Antik Limanı
Mudanya’nın batısında Eşkel-Trilye güzergâhı arasında yer alan Kapanca Antik Limanı Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde de kullanılmış olan bir limandı. İlk olarak Antik çağda Cenevizliler tarafından tuz ve çeşitli yöresel ürünlerin sevkiyatı için kullanılmaya başlanan Kapanca Limanı, süre gelen yıllarda İstanbul ile Bursa arasında bağlantıyı sağlayan en önemli nokta konumundaydı. Bursa’dan İstanbul’a gerçekleştirilecek olan bütün gemi sevkiyatları Kapanca Limanı’ndan gerçekleştiriliyordu. Ayrıca Kapanca’dan Bursa Nilüfer güzergahında işleyen tarihi bir kervan yolunun en önemli noktası olan antik liman, zamanla kullanılmamaya başlamış ve kendi haline bırakılmıştır.
Kapanca Antik Limanı, günümüzde muazzam manzarası ve masmavi sularıyla doğal bir görünümle özellikle yaz aylarında Mudanya’nın en önemli kamp alanlarından biri olarak olarak kullanılmakta ve yerli-yabancı birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir.
Mudanya Hagios Apostoloi Kilisesi
Mudanya’nın Aydınpınar Köyü’nde bulunan Hagios Apostoloi Kilisesi, Bursa Metropoliti Konstantios döneminden kalan tarihi bir kilisedir. 1846-1870 yılları arasında inşa edildiği bilinen kilise, 1922-1980 yılları arasında Türkler tarafından cami olarak kullanılmış, defalarca işlem görmüş ve tahrip edilmiştir. Müslümanlar tarafından bir süre minare olarak kullanılan çan kulesi de sonrasında yıktırılmış ve yerine minare yaptırılmıştır. Yıllar içerisinde harap bir hale gelen Mudanya Hagios Apostoloi Kilisesi, her şeye rağmen sağlam yapısı sayesinde zamana karşı direnebilmiştir. Günümüzde kullanılmayan Hagios Apostoloi Kilisesi, ahşap süslemeleri, taş üzerine oyulmuş haç işareti, oyma tekniği, motifleri ve orijinal vitraylarıyla ziyaretçilerine görsel bir şölen sunmaya devam etmektedir.
Mudanya Dereköy Kilisesi
Mudanya’nın en güzel köylerinden biri olan Dereköy, bir zamanlar, yine eskiden Rumların yaşamış olduğu bir yerleşimdir. Adını Rumcada dere anlamına gelen ”Potamia” kelimesinden alan Dereköy, Hristiyan kültürüne dair birçok yapıya ev sahipliği yapmıştır. Bu yapılardan biri olan Dereköy Kilisesi, zamana karşı direnip, günümüze kadar varlığını korumayı başarmıştır. Rum Ortodoks Kilisesi olarak bilinen Mudanya Dereköy Kilisesi, Ortodoks dünyasının önem verdiği anıtsal bir yapıdır. 1857 tarihinde inşa edilmiş olan kilise, mübadele göçleriyle Rumların şehirden ayrılması sonucu, 1922-1972 yılları arasında köye yerleşen Türkler tarafından cami olarak kullanılmıştır.