Ekoturizm:Doğa Dostu Ülkeler
Sürdürülebilirliği odak noktasına koyan ve doğa dostu tatil kavramını benimseyen seyahatseverlerine radarına girmeye başlayan ekoturizm rotaları olarak doğa dostu tatil önerileri.
Doğa Dostu Tatil Destinasyonları
Tatil dendiğinde birçoğumuzun aklına deniz, kum, güneş, otel, lezzetli yemekler, kamp veya doğa yürüyüşleri gelir. Peki, her tatilde tükettilen ürün atıklarını, bu atıkların doğaya verdiği zararları, ziyan olan gıdaları, bilinçsizce tüketilmesine katkı sağlanan doğal kaynakları, hatta bırakılan karbon ayak izlerini hiç düşündünüz mü? Oysa doğaya saygılı, permakültür prensiplerinin benimsendiği, sorumluluk bilincinin hakim olduğu seyahatler de mümkün. İşte son dönemde sürdürülebilirliği odak noktasına koyan ve doğa dostu tatil kavramını benimseyen seyahatseverlerin radarına girmeye başlayan ekoturizm rotaları…
Ekoturizm Nedir?
Çevreyi koruyan, doğal alanların sürdürülebilirliğine karşı duyarlı ve yerel halkın refahını savunan seyahatler ‘ekolojik turizm’ olarak tanımlanıyor. Ekoturizm, bölgede yaşam süren hayvanların, yetişen bitki örtüsünün ve kültürel mirasın başlıca cazibe merkezleri olduğu yerlere seyahat etmeyi içeriyor. İlk olarak 1990’lı yıllarda popülerleşmeye başlayan ekoturizm, gezginlerin bir yandan doğayı keşfetmesine ve tanımasına odaklanırken, bir yandan da onları organik tarım, ekolojik ürün ve sıfır atık yaşam gibi konularda eğitmeyi amaçlıyor. Ekoturizm aynı zamanda, insanın doğaya verdiği zararı en aza indirmeyi odak noktası olarak belirliyor.
Avustralya
Avustralya dendiğinde akıllara genellikle sahilde gün batımı, zıt hava koşulları, kanguru ve koala görüntüleri gelir. Ancak çöllerden yağmur ormanlarına kadar pek çok büyüleyici alana sahip bu ülke, aslında eşsiz flora ve faunasıyla ünlüdür. Avustralya’nın gelişmiş bir ekoturizm ülkesi olarak kabul edilmesinin nedenlerinin başında sürdürülebilirliği sağlamak için devletin verdiği destek geliyor. Örneğin; ülkeye gelecek yolcuların uçak veya gemilerle taze meyve, ev yapımı yiyecek maddeleri veya yiyecek içecek getirmeleri katı kuralarla önleniyor. Avustralya’ya seyahat edenler, yılın hangi zamanında giderlerse gitsinler, çok çeşitli aktiviteler bulabiliyor. Turistler burada sadece dünyadaki en bozulmamış orman yaşam alanlarını ziyaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda dünyanın en uçsuz bucaksız ve ıssız çöllerinden bazılarını da ziyaret edebiliyor. Ülkenin çölleri, ilk yerleşimciler tarafından getirilen ve şimdi taşrada serbestçe dolaşmasına izin verilen vahşi develerin evi olarak anılıyor. Ormanları ise dünyanın en büyük timsahlarına ev sahipliği yapıyor.
Danimarka
Organik ürünlerin cenneti olarak bilinen Danimarka, benimsediği çevre bilinciyle dünyada örnek gösterilen ülkeler arasında sayılıyor. Yeşil kimliğiyle son derece gurur duyan bu ülke, Kopenhag ile 2025 yılına kadar dünyanın ilk karbon nötr başkenti olma yolunda ilerliyor. Danimarka ayrıca, 2050 yılına kadar fosil yakıtlardan bağımsız olmayı hedefliyor. Kopenhag’da halkın yüzde 55’inin şehir içi ulaşımda bisikleti tercih etmesi de Danimarka’yı doğa dostu tatil arayışında olan gezginler için ilk tercihlerden biri kılıyor. Organik üretimde dünyaya öncülük eden ülke, elektrik ihtiyacının yüzde 40’ını da rüzgar enerji santralleriyle karşılıyor. Grönland ve Faroe Adaları’nın bir parçası olduğu Danimarka, ekoturizmde sadece balıkçılık ve kıyı turizmi ile değil, doğa yürüyüşleri ve kuş gözlemciliği gibi etkinlikleri ile de ön plana çıkıyor. Samsø adası ise sürdürülebilir ve ekolojik tarımda lider konumda anılıyor. Gezginler, çevreye duyarlı uygulamaları destekleyen çeşitli eko-orman evleri, çiftlik evleri ve kamp alanlarından yararlanabiliyor.
Fransa
Dünya metropollerinden biri olan Fransa, her yıl milyonlarca turisti ağırlarken, çevreye verilen zararın en yüksek seviyelerde izlemek zorunda olunmadığının adeta en önemli kanıtı. Öyle ki Paris, bugün hepsi belediye meclisi kararıyla geliştirilen ve korunan 400 yeşil alana ev sahipliği yapıyor. Kentteki birçok yeşil etiket ödüllü otel, çevreyi koruyan önlemler alıyor. Şehirde hydrofoil teknolojisiyle çalışan ‘Seabubbles’ taksileri ise karbondioksit salımını en aza indirmeyi hedefliyor. Ayrıca şehirde, turistlere yönelik ‘Eko Yürüyüşler’ adı altında çevre yürüyüşleri organize ediliyor. Paris’in eşsiz yeşil vahalarından, tarihi 19. yüzyıla kadar dayanan ‘Çiçekler Şehri’ anlamına gelen ‘Cité des Fleurs’ caddesi de bir diğer örnek olarak gösterilebiliyor. Bugün bu caddedeki yüz yıllık ağaçlar hem Parislilere hem de turistlere unutulmaz bir huzur ortamı sağlıyor. İlk olarak Fransa’da kullanılmaya başlanan ‘La Clef Verte’ yani ‘Yeşil Anahtar’ ibaresi ise bu ibareye sahip olan tüm işletmelerde sıfır atık ve minimum karbon ayak izi ilkelerinin uygulandığını gösteriyor.
Kanada
Kentsel turizmin en önemli ülkelerinden bir diğeri de Kanada olarak tanınıyor. Özellikle Toronto, ekoturizm alanında ülkenin öncü kentlerinin başında sayılıyor. Kentte trafik sıkışıklığına toplu taşıma sisteminin de bir çare olamadığı görülünce, Toronto’yu çevresel sorumluluk bilinciyle keşfetmek isteyenler için “Toronto’nun Diğer Rehberi” hazırlanıyor. Rehberde turistlere; doğaya saygı gösterme, kirliliği azaltma ve iyi bir çevre dostu olabilme konularında bazı ipuçları veriliyor. Rehberde ayrıca, sadece çevreye saygılı işletmeler yer alabiliyor. Kanada’nın ikinci büyük kenti Montréal’de ise yeşil sertifikalı restoranlar ve çevre dostu oteller hizmet veriyor. Turistlere sürdürülebilir koruma bilgileri verildikten sonra rehberli yürüyüş ve bisiklet turlarının düzenlendiği kentte, ekoturlar, yürüyüşçüler ve bisikletliler için yeşil ve mavi yollar, sıfır karbon, sıfır atık, geri dönüşüm gibi sürdürülebilir ve yeşil girişimler destekleniyor.
Sri Lanka
Gözde ada ülkesi Sri Lanka, dokuz UNESCO Dünya Mirası Alanı, 26 milli park ve çok sayıda rezerv dahil, korunan bir dizi doğal ve kültürel alana ev sahipliği yapıyor. Yaban hayatının söz konusu olduğu ülke, kamp yapmak, yürüyüş, dağcılık, kano gibi minimum altyapı ile doğayla maksimum temas sağlıyor. Bu ada ülkesi, seyahat sırasında doğaya çöp atmanın, herhangi bir mülke zarar vermenin ve vahşi hayvanları beslemenin kesinlikle yasak olduğuna dair bir dizi kural uyguluyor. Gezginlere, doğaya olabildiğince yakın olma fırsatı veren Sri Lanka ayrıca, sıfır atık prensibini benimseyen otellerde ve bungalovlarda konuklamanın yanı sıra safari etkinlikleri de sunuyor.
İsveç
Euromonitor International, 2020’de yayınladığı bir raporda Sürdürülebilir Seyahat Endeksi’nde İsveç, dünya çapında 99 ülke arasında bir numaraya yerleştiği görülüyor. Stockholm’deki toplu taşımaların 2017’de metro, tren ve otobüslerde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma hedefine ulaştığı biliniyor. Şehir, 2030’a kadar da fosilsiz deniz trafiğine sahip olmak için çalışıyor. Ülkede toplu taşıma son derece teşvik edilirken, balık tutmak gibi de bazı kısıtlamalar uygulanıyor. İsveç’te bir tatil için sınırsız seçeneklerde çevre dostu oteller sunuluyor. Ülkede şu anda Nordic Eco- label gerekliliklerini karşılayan yaklaşık 250 otel bulunuyor, bu da sürdürülebilir seyahat için katı bir dizi kriterin karşılandığı anlamına geliyor. Organik üretime de oldukça önem veren İsveç’te ‘Krav’ etiketi altında popüler organik ürünler satılıyor. Bu etiket, ilgili gıda maddelerinin çevreye duyarlı ve etik bir şekilde üretildiğini vurguluyor.