Bozkırın başkentinin lezzetleri
Eskişehir mutfağı Türkiye’nin az tanınan mutfaklarından. Oysa kentin tarihin derinliklerine uzanan çok katmanlı bir kültür zenginliği var. Eskişehir, erken Osmanlı döneminden itibaren Anadolu’ya gelen göçmenlerin yerleştirildiği bir bölge. Diğer yandan yerli Anadolu halklarının, Hititlerden başlayarak özellikle Frig Krallığı olmak üzere Anadolu uygarlıklarının da birikimi söz konusu.
1890’lı yıllarda tren hattının gelmesiyle hareketlenerek Batılılaşan Anadolu kentlerinin öncüsü olmuş. Porsuk Çayı boyunca uzanan zengin tarım toprakları sayesinde 1925’te ilk Tarımsal Araştırma Enstitüsü, 1933’te Eskişehir Şeker Fabrikası, 1940 yılında ilk Köy Enstitüsünün açıldığı yer oldu. Bu altyapı ile kentin tarım kimliğine sanayi boyutunu katan markalar doğdu. 1961’de Firuz Kanatlı tarafından kurulmuş olan Eti, eşi Gülay Kanatlı’nın ev yapımı bisküvileriyle piyasaya girerek, 1976’da Türkiye’nin ilk bebek bisküvisi Cicibebe’yi üretti. Namlı Pastırma burada doğdu ve giderek büyüyerek ülkenin önde gelen gurme şarküteri zincirlerinden birini oluşturdu. Eskişehirli üç firmanın güçlerini ve 50 yıllık tecrübelerini birleştirmelerinden doğan Peyman ise piyasanın liderlerinden biri haline geldi.
Kırım kökenlilerin hediyesi ‘ÇİBÖREK’
Çibörekteki ‘çi’ eki lezzetli anlamında, lezzetli börek olarak kullanılır. Çibörek, Orta Asya’da Tatarların yaptığı bir yemek çeşididir. 1975 yılında kurulan ve o gün bugündür önünden kuyruklar eksik olmayan Papağan Çiğbörek, Eskişehirlilere Tatar mutfağının hediyesi ‘çiböreği’ layıkıyla yapan yerlerden. Şehirde çibörek yapan diğer yerlere nazaran böreği daha az yağlı yapması sevilmesinin başlıca nedenlerinden. Kısacası Eskişehir’e yolunuz düşerse Papağan Çibörek’e uğramayı ve nefis çibörekleri ellerinizle yemenin tadını çıkarmayı unutmayın deriz.
BALABAN KEBAP
Balaban kebap çok kabaca pide, köfte, tereyağı, sos, yoğurt, ızgara biber-domatesten oluşan Eskişehir’in imza yemeği. Kulağa biraz karman çorman bir şey gibi gelse de aslında tam bir lezzet bombası. Balaban Tatarca çok anlamına geliyormuş. İskenderi 1,5 porsiyon yemişliğiniz olmuştur ama söz konusu balaban kebapsa bir kez daha düşünün deriz.
Abdüsselam Balaban Kebap Salonu Eskişehir mutfağına Tatar mutfağından geçen, balaban köftesi ya da balaban kebabı olarak anılan yemeğin en güzelini bulabileceğiniz yerlerden.
Met Helvası
İsmini, met (çubuk) ve aşık kemiği ile birlikte oynanan çelik-çomak oyunundan almıştır. Met helvası, met oyunu sonucunda yenilen tarafın uzun kış gecelerinde helva çekmesiyle oluşan bir geleneğin ürünüdür. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan met helvası, ilk olarak 1900’lü yılların başlarında Suriye’den göç eden aileler tarafından yapıldığı söylenmektedir (Arap Şaban usta) Met helvası o dönemden beri Eskişehir’e mal olmuş bir helva türüdür. Met Arapça kökenli çubuk anlamına gelen bir kelimedir.
Boza
Hafif ekşili bol tatlılı, nevi şahsına münhasır yoğun bir içecek olan Kara Kedi bozası, aslında pek de içecek değil. Kıvamı nedeniyle genellikle yenilebilen boza, çay kaşıklarıyla birlikte servis ediliyor, üzerine de tarçın gelince tadına doyum olmuyor.
Mazlumlar Muhallebicisi
Mazlumlar Muhallebicisi’nin 1927 yılına dayanan köklü bir tarihi var. Haliyle mekan, şehrin en meşhur tatlıcılarından. Çünkü bunca yıldır lezzetinden en ufak bir taviz vermeden yoluna devam etmiş ve hak ettiği değeri görmüş. Özellikle su muhallebisiyle gönüllerde taht kuran mekanda fırın sütlaç, krem karamel ve kazandibi mutlaka yenmeli.
Mercimekli Mantı
Hamur işleri, Eskişehirliler için olmazsa olmazdır. Şehrin her tarafında çeşit çeşit hamur işli yemeklere rastlayabilirsiniz. Bunların içinden en farklısı ve lezzetlisi: Mercimekli mantı. Bildiğimiz mantıyla oldukça yakın bir lezzet sunmasına rağmen, içine kıyma yerine mercimek konuluyor.
Eskişehir ‘de bir haftasonu için; genel gezi yazısına buradan ulaşabilirsiniz. https://www.gezenterlik.com/anadolunun-avrupai-sehri-eskisehir/
Eskişehir’de tarihi yerleri görmek isterseniz bu linki incelemenizi öneririz; https://www.gezenterlik.com/avrupai-sehirde-tarih/