Ağrı : Mezopotamya’nın Efsaneler Şehri
Medeniyetler beşiği Mezopotamya’nın önemli bir noktası olan Ağrı’da müze ve ören yeri rehberi kapsamında mutlaka görülmesi, gezilmesi gereken tarihi ve kültürel yerlerini öğrenmeye ne dersiniz?
İşte bir küçük Ağrı gezi rehberi…
Adını sınırları içerisinde bulunan Ağrı Dağı’ndan alan Ağrı, Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya geçiş noktasıdır. Şehir birçok medeniyete ev sahipliği yapmasıyla farklı kültürlerin bir mozaiğini oluşturmaktadır. Hititlerden bugünkü konumuyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde varlığını sürdüren şehir ev sahipliği yaptığı bu kadar çok medeniyetin tarihi yapılarını da bünyesine katmıştır.
Ağrı Dağı
Volkanik bir özellik taşıyan Ağrı Dağı; %35 Iğdır, %65 Ağrı ilinde yer almasıyla Türkiye’nin en büyük dağı olma niteliğine sahip. 5137 metrelik Atatürk zirvesi ve 3898 metrelik İnönü zirvesi, her mevsim zirvesindeki erimeyen karlarıyla ve ülkemizdeki en büyük dağ olma özelliğini taşımaktadır.
Hem kayak hem tırmanışlar yapılan dağ coğrafyamızın en güzel bölgeleri arasında olmasıyla özellikle bu aktivitelere meraklı olanlar tarafından mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden.
Ağrı Dağı’na dair birçok efsane vardır. Ağrı Dağı efsanesi kitaplara, filmlere konu olan birbirine aşık olan ama kavuşamayan iki gencin, kendi geleneğini acımasız bir paşa olan Mahmut Han’a karşı savunan çoban Ahmet ile Mahmut Han’ın güzeller güzeli kızı Gülbahar’ın aşk destanı bilinen en büyük efsanesidir. Eğer ilginizi böyle hikayeler çekiyorsa gitmeden önce Yaşar Kemal‘in kaleme aldığı Ağrı Dağı Efsanesi kitabını okumanızı tavsiye ederiz..
İshak Paşa Sarayı : Topkapı Sarayı’ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsü
Ağrı’da bulunan 116 odalı bir bey kalesi olan İshak Paşa Sarayı‘ndan (Külliyesi) başlamalı… Günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze olarak hizmet veren İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı’na olan yakınlığı ile de önemli bir konumda bulunmaktadır. İçerisinde türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan, koğuşlar ve harem salonlarının yer aldığı sarayda Kürt yazar ve bilim adamı Ahmed-i Hani’nin katiplik yaptığı da bilinmektedir.
Topkapı Sarayı‘ndan sonra kendi döneminde yapılanlar içinde en meşhur saray olarak sayılan İshak Paşa Sarayı’nı Van gezinizde ziyaret edip yakından görüp hayran kalmamak mümkün değil… II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa tarafından 1685’te yaptırılan sarayın 1784’te son halini almıştır.
Sarayın tarihi ile ilgili bilgilerin yer aldığı yapının girişindeki kitabede sarayın bir kasır olduğu belirtilmekte ve Çıldır Hanedanı olan I. İshak Paşa’nın torunu II. İshak Paşa tarafından yapıldığı yazmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri’ndeki son büyük yapısı olma unvanına sahip olan saray, kesme taştan meydana gelmektedir. Yaklaşık olarak 7600 metrekare alana inşa edilmiş olan yapının önemi arasında dünyada kalorifer tesisatı döşenen ilk saray olması da yer almaktadır.
İshak Paşa Sarayı’nın Hikayesi
İshak Paşa Sarayı, bir efsane ile de ününe ün katmıştır. Ağrı Dağı’na oldukça yakın bir mesafede bulunsa da saraydan dağ manzarası görünmemektedir. Efsanenin temelini de burası oluşturur. Rivayete göre paşanın kızı bir çobana çok aşık olur. Çoban ise Ağrı Dağı‘nın eteklerinde sürüsünü otlatır. Paşanın kızı sabah akşam sürekli bulunduğu yerden çobanı izler. Bu durumu duyan baba, oldukça sinirlenir. Duruma çözüm bulmak için emrindekilere çok büyük bir saray yapmalarını ve oradan dağın görünmemesini istediğini söyler. Ustalar da bu komut üzerine dağın görünmediği tek yeri arar bulur ve oraya sarayı inşa ederler. Rivayete göre paşanın bu emri yüzünden de İshak Paşa Sarayı‘ndan Ağrı Dağı manzarası görünmez. Başka bir rivayete göre eğer Ağrı’ya gitmişseniz fakat İshak Paşa Sarayı’nı gezmeden dönmüşseniz ölmeden önce bir şekilde saraya tekrar yolunuzun düşeceği söylenir.
Yaz Dönemi (1 Nisan – 2 Ekim) Açılış Saati: 10:00 / Kapanış Saati: 19:30
Kış Dönemi (2 Ekim – 1 Nisan) Açılış Saati: 08:30 / Kapanış Saati: 17:30
Doğubayazıt Eski Cami
Doğubayazıt Eski Camii, diğer adıyla Eski Beyazıt (Şafii) Camii… 1514 Çaldıran Savaşı’ndan sonra I. Selim zamanında inşa edilmiş olan Doğubayazıt Eski Camii, Doğubayazıt Kalesi’nin hemen yanında, bir yamaç üzerinde yer almaktadır. Eski Beyazıt Camii, merkezi kubbeli ve tek minareli bir cami olarak, kesme taştan yapılmıştır.
Tarihi bir değere sahip olan bu cami, beden duvarları, giriş kapısı, mihrabı, son cemaat yeri, duvar payeleri, mihrabiyeleri, kubbeye geçiş sistemleri, duvarlardaki kemerler ve pencereleri dahil olmak üzere oldukça sade ve estetik bir mimariye sahiptir.
Meya Antik Kenti
Günbuldu Köyü’ndeki antik kent olan Meya Mağaraları, Günbuldu Meya Köyü sınırları içerisinde ve Diyadin ilçesine 15 km uzaklıkta bulunuyor. Mağarada; ibadethane, barınma yeri, tapınak ve pek çok oda bulunuyor ve odalar tehlikelerden korunmak amacıyla kayalar üzerine inşa edilmiş. Bu odalara girmek için ise kayalıkların üzerine oyulmuş deliklere ayak basarak tehlikeli sayılabilecek bir tırmanışı göze almak gerekmektedir.
Bölgede Hz. Ali’nin ayak izlerinin olduğu taşların da bulunduğu söyleniyor. Mağaraları gezmenin yanı sıra bölgede birçok tarihi kalıntıyı da görebilirsiniz.
Ahmed-i Hani Türbesi
İshak Paşa Sarayı’nın üst tarafında bulunan türbe Doğubeyazıt’a 8 km. uzaklıkta bulunuyor. Türbe, 1651 yılında doğan ve ölüm tarihi bilinmeyen, şehrin filozoflarından olan ve edebiyatla da oldukça alakalı olan Ahmed Hani’ye ait. Muhteşem mimarisiyle dikkat çeken türbe hem turistler hem de yerli halk tarafından en çok ilgi gören yerler arasında bulunuyor.
Hamur Kümbeti
Ağrı’nın ünlü tarihi mekanları arasında bulunan Hamur Kümbeti, İbrahim Paşa Kümbeti olarak da bilinmektedir. Kümbetin İshak Paşa’nın torunu Mir İbrahim Paşa tarafından ölen çocukları için yaptırdığı tahmin edilmektedir. Kümbetin yapım yılı tam olarak bilinmemektedir ancak kitabesi incelendiğinde net bir yazı olmamasına karşın 1800’lü yılların başında yapıldığı düşünülmektedir. Kümbet, 4.70×11.50 ebatlarında, dikdörtgen bir yapıya sahiptir. Kümbet her açıdan sade bir mimari ile donatılmıştır ve yapımında yoğun olarak kesme taş kullanılmıştır.
Hamur Kümbeti, Ağrı’da bulunan ve Osmanlı kümbet mimarisine dair incelenebilecek en önemli yerlerden biridir. Kümbette aynı zamanda Selçuklu mimarisinden izlere de rastlanmaktadır.
Seyahat için en uygun zaman
Bulunduğu konum itibariyle karasal ve sert bir iklime sahip olan Ağrı, kışları oldukça soğuk ve kar yağışlı, yazları ise kurak bir havaya sahiptir. Şehri ziyaret etmek için en uygun zaman ise şüphesiz ki sonbahar ve ilkbahar ayları olacaktır.