Hristiyan gençlerin sığındıkları Yedi Uyurlar Mağarası
Dini inanışları sebebiyle bir mağaraya sığınan ve burada 300 yıl kadar uyuyan 7 gencin hikayesi, yüzyıllardır dilden dile dolaşır. Bu efsane hem İslamiyet hem de Hristiyanlık dünyasında önemli bir yere sahiptir. Yedi Uyurlar Mağarası, Hristiyanlık ve İslamiyet inancında önemli bir yere sahip olan yedi uyurların kaldığına inanılan mağaradır.
Ashab-ı Kehf olarak bilinen Yedi Uyurlar’ın mağarasına, günümüzde farklı coğrafyalarda rastlamak mümkün. Dünyada 33 farklı mağaradan söz edilmektedir, bunlardan dördü Türkiye’de Tarsus, Afşin, Efes ve Lice‘dedir..
Yedi Uyurlar inancı başta Hristiyanlık olmak üzere İslamiyet’te de bulunur. Yıllardır dilden dile dolaşan halk efsanelere göre, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir Yedi Uyurlar olarak anılan ermişlerdir. Yedi Uyurlar, Hristiyan oldukları için zulme uğrar. İdama mahkum edilen yedi genç kaçıp Yedi Uyurlar Mağarası‘na saklanır. İnanışa göre saklandıkları bu mağarada uykuya dalan Yedi Uyurlar (Ashab-ı Kehf), 300 yıldan daha uzun bir süre burada uyur.
Ashab-ı Kehf uyandıklarında geçmiş olan zamanında farkında değildir. İçlerinden birinin şehre gidip yiyecek alması için, elbise değiştirerek gidip gelmesini uygun görürler. Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur. Farklı yorumları mevcut olan bir hadiseyle Yemliha geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına götürülür. Efsaneye göre bu hükümdar gençlerin dinindendir. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır. Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir. Söylentiye göre gençler yeniden uykuya dalmışlar. Bunun üzerine yöre halkı gençlerin uyudukları mağaranın önüne bir mescit yaptırmış.
Bu efsanenin farklı versiyonlarını da bulunuyor. Anlatılan her hikayede hükümdarlar, mekanlar, uyuma süreleri ve yaşanılan mekanın farklılık arz ediyor. Kur’an-ı Kerim’de Kehf suresi de Yedi Uyurlar hadisesine değinmektedir. 118 ayetten oluşan Kehf Suresi’nde Yedi Uyurlar olayı anlatılmaktadır.
Dünya üzerinde ilgili mağaranın kendi sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kent olmasına karşın Hristiyan kaynaklarının çoğuna göre kent, hristiyanlarca kutsal sayılan Efes’tedir.
Efes’te yer alan Yedi Uyurlar Mağarası, Bizans döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş, putperestlerin zulmünden kaçan yedi Hristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları mağaradır.
Efsaneye göre M.S. 250’li yıllarda Dakyus isimli bir kralın yönettiği ülkede 7 genç Hıristiyan olmakla suçlanır. İnançlarını değiştirmeleri istendiğinde karşı çıkan bu 7 genç ölümle cezalandırılınca dağa kaçarlar ve orada ibadet etmeye başlarlar.
Öldürülme korkusuyla köpekleriyle birlikte bir mağaraya sığınan gençleri bulan kralın adamları, kralın da emriyle mağaranın girişine kalın bir duvar örer. Burada ölmeleri beklenen gençler derin bir uykuya dalarlar. İnanışa göre 7 genç bu mağarada 300 sene uyumuştur.
Efes’te 1927-1928 yılları arasında yapılan bir kazı sonucunda 5. ve 6. yüzyıla ait olan mezarlar bulunmuştur. Yedi Uyuyanlar’a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de kilise duvarlarında bulunmaktadır.
Mersin’de bulunan Yedi Uyurlar Mağarası içlerinde en ünlüsüdür.
Türkiye’de Yedi Uyuyanlar Mağarası olarak en çok bilinen ve ziyaret edilen mağara dönemin önemli bir merkezi ve St. Paul’ün doğum yeri olan Tarsus’takidir.
Yedi Uyurlar Mağarası Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunur. Tarsus ilçesinin 14 kilometre kuzey batısınde yer alan Yedi Uyurlar Mağarası, Dedeler köyü yakınındadır. Anadolu’nun farklı noktalarında Yedi Uyurlar Mağarası olduğuna inanılan mağaralar bulunmaktadır.
Kuran’a en uygun Eshab-ı Kehf mağarası Afşin’de
Yedi Uyurlar’a yani diğer bir deyişle Eshab-ı Kehf’e ait olduğu sanılan en eski mağara Afşin‘dedir. Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde bulunan Eshab-ı Kehf mağarası’nın; Kuran’ı Kerim’de Yedi Uyurların adının geçtiği Kehf suresi ayetlerini doğrular nitelikteki özelliklerinin diğer mağaralardan daha bariz nitelikte olduğu söylenmektedir.
Mağaranın önüne Miladi 377’de Kral Teodus tarafından bir kilise yaptırılmıştır. O devirde Afşin, Romalıların önemli bir vilayeti olan Kapadokya’nın sınırları içince bulunmaktaydı. Müslümanlar fetihten sonra Ashab-ı Kehf mağarasının yanına mescit inşa etmişler, Selçuklular döneminde ise külliye yapılmış. Bu eserlerin yaşaması için gelirler vakfedilmiştir. Dünyada bir örneği daha olmayan Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi, “İnanç Turizmi” açısından oldukça önem taşıyor.
Lice’de saklı tarih
Ülkemizdeki dört şehirden biri olan Diyarbakır’ın Lice ilçesine 15 km uzaklıkta bakan İnceburun Dağı’nın ovaya bakan mağarası halk arasında Sadülkêf (Ashabül Kehf) olarak bilinen Yedi Uyurlar Mağarası’dır. İçeriye doğru girintili, üzerinde gölgelik şeklinde bir çıkıntı olan ve yerden yüksekte bulunan bu mağara, özellikleriyle ayette geçen tanıma uyuyor. 12’inci yüzyılda Artuklu Hükümdarı Melik Adil, bu mağarayı restore ettirmiş ve bir kitabe yaptırmıştır.