Sagalassos: Torosların Eteklerinde Saklanan Mücevher
Çok yükseklerde, bir dağın eteklerinde, tanrıçalara yakışacak güzellikte bir kent kurulmuş! Bembeyaz taşlarıyla gün ışığında adeta bir mücevher gibi parlayan bu kentin adı Sagalassos…
Anadolu’daki antik kentler arasında gerek coğrafi konum, gerekse bugüne ulaşan antik yapılar bakımından en etkileyici antik kentlerden biri. Ulaşımının yükseklikten ötürü zor olması ve sık kullanılan yollar üzerinde olmamasından ötürü geç keşfedilmiş! Ama bu durum, kentin aynı derecede iyi korunmuş olmasını bir avantaj olarak beraberinde getiriyor. Sagalassos öyle bir yere kurulmuş ki, kentten baktığınızda gökyüzünde ve yeryüzünde ne varsa tüm manzarayla kucaklaşabiliyorsunuz. Geçmişi milattan önce 3 bin yılına kadar uzanan ve 2009’da UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne giren Sagalassos, ziyaretçilerini 5 bin yıllık sokaklarında tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Ağlasun’un sadece 7 km kuzeyinde yer alır. 1990 yılından beri her yaz Leuven Üniversitesi’nden, Belçikalı, Türk ve diğer ülkelerden araştırmacılardan oluşan bir bilimsel ekip, Sagalassos’ta kazı çalışmaları yürütür. En başından beri kazı ve restorasyonlarda Ağlasun’un halkı, ekiple birlikte çalışır. Açığa çıkarılmış ve restore edilmiş eserler Ağlasunluların emeklerinin eseridir.
Bugün Sagalassos’u gezenler, kentin Yukarı Agora’sında (meydanı), restore edilmiş ve suları çağlayan bir anıtsal çeşme, yaklaşık 13m. yüksekliğinde onursal sütünlar, iki kemerli kapı ve agorayı çevreleyen yapıların kalıntılarını görebilirler. Antik kentte ayrıca devasa bir Roma hamamı, bir kütüphane, suyu pınarından akan küçük bir çeşme, bir kent konağı, 9000 kişilik bir tiyatro ve şehrin bin yıllık tarihini anlatan başka pekçok eser yer alır. Kazılarda ele geçen buluntular ve dünyaca ünlü heykeller, Burdur Müzesi’nde sergilenir.
MÖ 333’te Büyük İskender’in fethettiği kent, Roma İmparatorluğu’na MÖ 25’te bağlanır ve hızla gelişir. Roma İmparatoru Hadrian’ın (MS 117-138), Sagalassos’a Pisidya eyaletinin (bugün Göller Bölgesi) birinci kenti ünvanını vermesiyle, en büyük anıtları inşa edilir. MS 600’lerin başında veba ve depremler kentin çöküşüne sebep olur ama felaketlere rağmen kentte yaşam MS 13. yüzyıla kadar sürer. Ağlasun Sagalassos’un her bakımdan bir uzantısıdır. Ağlasun adı da Sagalassos’tan gelir. Selçuklu Türkleri yöreye geldiklerinde ovaya, bugünkü Ağlasun’a yerleşirler. Merkezde bir kervansaray ve ona bağlı bir küçük hamam inşa ederler. MS 16. yüzyılda da Ağlasun’un aktif bir yerleşim olduğu ve bölgenin pazarının Ağlasun’da kurulduğu bilinir.
Sagalassos Antik Kenti’nin Önemli Eserleri:
- Aşağı Agorada Yer Alan Ares, Herakles, Hermes, Zes, Athena Ve Poeidon Büstleri
- Marcus Aurelius Heykeli
- Adrian Heykeli
- Tiberius Dönemi Kapısı
- MÖ 100’lü Yıllarda İnşa Edilen Kent Meclisi
- Dorik Çeşme
- Neon Kütüphanesi
- Antoninler Çeşmesi
Sagalassos Antik Kenti’nde detaylı gezme tercihi için Sagalassos Vakfı’na ait web sitesinde belirtilen üç farklı rota bulunmaktadır. En kısa güzergah yaklaşık 1,5 km.’dir ve 1 saat sürmektedir. İkinci güzergah yaklaşık 2,5 km.’dir ve 2 saatte gezebilirsiniz. Antik kenti tam anlamıyla keşfetmek isterseniz tam tur olan 4 km.’yi yaklaşık 4 saatte yapabilirsiniz.