Türkiye’nin huzur dolu sakin şehirleri
“Citta” İtalyancada sakin, “slow” ise İngilizcede yavaş anlamına geliyor. Bu iki kelimenin birleşimiyle 1999 yılında İtalya’da ortaya çıkmış cittaslow hareketi. İtalya’nın Bra, Positano, Orvieto ve Greve in Chianti şehirlerinin belediye başkanları, Slow Food yani Yavaş Yemek felsefesini tüm şehre uyarlamaya karar vermişlerdir. Greve in Chianti şehrinin o dönemki Belediye Başkanı Paolo Saturnini de bu harekete önderlik yapmış. Günümüzde cittaslow, 30 ülkeye yayılmış durumda; tam 264 farklı şehir sakin şehir unvanı taşıyor.
Cittaslow hareketinin en temel amacı, küreselleşme karşısında birbirine benzeyen şehirlerin özgünlüklerini korumalarını sağlamak. Özellikle tüketimin yaygınlaştığı bir dönemde turizmin de etkisiyle şehirlerin kendi kimliklerini kaybetmesine karşı bu hareketin benimsenmesi çok büyük önem taşıyor. Sakin şehirlerde altyapı sorunları belirlenip çözüme kavuşturuluyor ve yöresel mimari olduğu gibi korunuyor. Aynı zamanda ekolojik dengeyi ön planda tutan restorasyonlar yapılıyor. Yenilebilir enerji kullanımı ve geri dönüşüm artırılıyor. Ayrıca halkın da kendi geleneklerini benimseyerek şehirlerinin özgün atmosferini koruması için adım atmaları sağlanıyor. Aynı şehri paylaştıkları insanlarla değerlerini korumak için bir araya gelmeleri ve iletişim kurmaları sağlanıyor.
Sakin şehir olmak için neler yapılması gerekiyor?
Sakin şehir unvanını alabilmek için şehirlerin Slow Food hareketinin tüm adımlarını uygulamasını kabul etmesi gerekiyor. Aynı zamanda unvanı alacak şehrin, dokusunu korunmak için sürekli olarak çalışmalar yapmaya devam etmesi isteniyor. Nüfusu 50.000’den az olan şehirlerin belirlenen kriterlere uygunluğu kontrol ediliyor. 1999 yılında İtalyan belediye başkanlarının önderliğinde birlik ilk kurulduğunda 53 tane kritere bakılıyordu. 2013 yılında kriterlerde bazı güncellemeler yapıldı ve sakin şehir unvanı için şu an tam 72 kritere uygunluk aranıyor. Kriterler 7 alt başlığa ayrılıyor. Bu 7 alt başlık ise şöyle:
- Enerji ve çevre politikaları
- Altyapı politikaları
- Kentsel yaşamın kalitesi ile ilgili politikalar
- Tarım, turizm ve zanaatkarla ilgili politikalar
- Misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için politikalar
- Sosyal uyum
- Ortaklıklar
Cittaslow hakkında öğrenmemiz gerekenleri öğrendikten sonra sıra Türkiye’nin sakin şehirlerine geldi. Türkiye’de 2020 yılında 17 tane sakin şehir unvanı taşıyan yer mevcut;
1- Seferihisar
Seferihisar, 2009 yılında 70 kritere de uyum sağlayarak ülkemizin ilk sakin şehri oldu! Seferihisar’ın bu unvanı almasından sonra da tüm Türkiye cittaslow hareketiyle tanışmaya başladı. Seferihisar’da tarım tamamen organik ürünlerle yapılıyor. Bölgede yetişen bitki türlerini koruma amacıyla peyzaj çalışmaları için de bu bitkiler ekiliyor. Güneş enerjisiyle sokak lambaları aydınlatılıyor. Otellerde de yenilebilir enerji kaynakları tercih ediliyor. Yani anlayacağın sürdürebilir bir hayat için her alanda çalışmalar yapılıyor. Huzur ve sakinlik dolu bir sahil kasabası oluşunu bu hareket sayesinde hiç kaybetmeyecek olması gerçekten insanı mutlu ediyor. Eğer Seferihisar’a hiç gitmediyseniz bu yıl tatil planlarına mutlaka eklemelisiniz. 3000 yıllık geçmişinin görkemiyle insanı büyüleyen Teos Antik Kenti’ni görüp meşhur Satsuma mandalinalardan yiyebilir, Akkum Plajı ve Akarca Sahili’nde Ege Denizi’nin tadını çıkarabilirsiniz.
2- Akyaka
Gökova Körfezi’nin doğusunda bulunan Akyaka, 2011 yılında sakin şehir unvanını aldı. Yemyeşil ormanları görürken buz gibi Azmak Nehri’nin masmavi sularının sesiyle rahatlayabileceğiniz Akyaka’nın begonvillerle süslenen cumbalı evlerini de çok seveceksiniz. Azmak Nehri’ni sadece etrafındaki mekanlarda oturarak değil, tekne turuna çıkarak keşfetmenizi öneririz. Ayrıca Akyaka’nın Gökova Körfezi’ndeki biyolojik çeşitliğinin en iyi gözlemlenebildiği yerlerden biri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Koruma altındaki birçok kuş türü Akyaka’da yaşıyor. Ayrıca Akdeniz foku, kum köpekbalığı ve su samuru gibi deniz faunasının önemli üyeleri de Akyaka kıyılarında görülüyor. Sakin şehir unvanını almış olması, bu doğal hayatın da zarar görmeden korunabilmesi için güzel bir adım.
3- Gökçeada
Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada, 2011 yılında sakin şehir olmanın tüm kriterlerini karşılayarak bu unvana sahip oldu. Çanakkale’nin her bir noktası büyüleyici tabii ama Gökçeada’nın yeri bir başka. Denizin mavisi ve ağaçların yeşiline bir de günbatımı manzarası eklendi mi insanın şair olası geliyor burada. Türkiye’nin en batı ucu olduğu için buradaki günbatımını başka bir yerde bulamayacağına eminiz. Saros Körfezi’nin girişinde konumlandığı için adanın su kaynakları çok zengin ve bu da sualtı yaşamının çeşitliliğini sağlıyor. Türkiye’nin ilk ve tek sualtı parkı da burada bulunuyor. Sadece suda yaşayan canlılar için değil, birçok hayvanın yaşaması için de elverişli bir ortam sunuyor. Ayrıca Gökçeada’da organik tarım da ehemmiyetle yapılıyor. Hatta turistler, evlerine satın aldıkları organik yiyeceklerle dönüyorlar.
4- Yenipazar
Aydın şehir merkezine 40 kilometre uzakta olan Yenipazar’ın sakin şehir olarak tanımlanması 2011 yılında oldu. Madran Baba Dağı’nın eteklerinde yer alan Yenipazar’ın geçmişi M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanıyor. Birçok medeniyetin yaşadığı bu toprakların en önemli tarihi eseri, Orthosia Antik Kenti. Bu antik kent çok geniş bir alanı kapsıyor ve günümüzde halen toprak altında kalmış kısımları mevcut. Antik kenti gün yüzüne çıkarmak için çalışmalar sürüyor. Çıkarılan mozaikler ise Aydın Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Yenipazar cittaslow olunca da hem yerli halk hem de yetkililer bu kültürel mirası korumak için ekstra özen göstermeye başladılar. Yenipazar’ı gezerken tarihi anlamda doyduktan sonra sakinlik ve huzurla dolacaksınız. En fazla iki katlı evlerin olduğu bu ilçe, özellikle gökdelenlere alışkın bünyelere çok iyi gelecektir.
5- Taraklı
Dağlarla çevrelenmiş bir vadide konumlanan Taraklı, 2011 yılında Türkiye’nin sakin şehirleri arasına katıldı. Burada yaşayan yerli halk geçmişte şimşir kaşık ve tarak üreticisi olarak çalıştığı için Sakarya’nın bu ilçesi, Taraklı adını almış. Taraklı, cumbalı evlerin sıralandığı sokakları ve Osmanlı mimarisiyle insanı sanki geçmişe yolculuk yapmış gibi hissettiriyor. Bir de butik otel olarak restore edilmiş tarihi konaklarda konaklama şansınız olursa, Taraklı tatilinde zaman kavramı tamamen unutulur. Taraklı’da mutlaka 700 yıllık çınar ağacı görülmeli. Ayrıca daha birçok çeşit ağaçla dolu Kapıorman Dağları’nın oksijeni, şehir hayatından yorulan bünyeye can veriyor. Güngörmez Şelalesi, Kemer Köprüsü, Acısu, Gürleyik Suyu, Hıdırlık Tepesi gibi yerler de Taraklı’nın sakin şehir unvanını destekleyen doğal güzellikler arasında.
6- Vize
İstanbul’a yakınlığıyla hafta sonu kaçamaklarının sevilen adresi olan Kırklareli’nin ilçesi Vize, 2012’de cittaslow hareketini benimseyerek sakin şehir ilan edildi. Tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini bıraktığı Vize, tarihi yapılarıyla ön plana çıkıyor. Hatta bu tarihi zenginliğini tüm ülkeye tanıtmak için 2006 yılından beri ağustos ayında Vize Tarih ve Kültür Festivali düzenleniyor. Tatilinizi festival tarihlerine denk getirirseniz bu atmosferi de yaşayabilirsiniz. Vize’nin doğal güzellikleri de tarihi kadar zengin. Cehennem Şelaleleri, Yenesu Mağarası ve Kıyıköy’deki bakir koyları mutlaka görmelisiniz. Yeşilin tüm tonlarına hafifçe esen rüzgarla gelen mis gibi ıhlamur kokusu eşlik ediyor ve size de mest olmak kalıyor.
7- Perşembe
Karadeniz Bölgesi gibi yeşil ve huzurlu bir yerden sakin şehir çıkmaması olmazdı. Ordu’nun Perşembe ilçesi 2010 yılında cittaslow olmak için çalışmalara başlayıp 2012’de tüm kriterlere uyum sağlayarak bu unvanı hakkıyla aldı. Yoğun araç trafiği, gürültü kirliliği gibi olgulardan uzaklaşan Perşembe’de 40 kilometre boyunca uzanan sahilde sualtı mağaraları, kaya formasyonları ve el değmemiş koylar görülmeye değer. Çaka kumsalı ise ince ve bembeyaz kumlarıyla sanki tropikal bir destinasyondaymış hissi veriyor.
8- Yalvaç
Isparta’nın bir ilçesi olan Yalvaç, 2012 yılında sakin şehir olan noktalarımızdan. Sultan Dağları’nın eteklerinde konumlanan Yalvaç’ın tarihi Neolitik döneme kadar uzanıyor. Yaklaşık 8 milyon yıllık hayvan fosilleri de bu bölgede keşfedilmiş. Antiokheia Antik Kenti, Roma dönemiyle ilgili birçok kalıntıya ev sahipliği yapan bir yer. Antik kentin içinde bulunan Augustus Tapınağı, Tiberius alanı, Roma hamamı ve Ay Tanrısı Men için yapılmış olan Men Kutsal Alanı burayı özel kılıyor. İsa’nın habercilerinden Aziz Paul’un Antiokheia’ya geldiği düşünüldüğü için Hristiyanlar, Yalvaç’ı kutsal kabul ediyor. Cittaslow hareketini benimsedikten sonra tüm bu önemli noktaların korunmasına özen gösteriliyor.
9- Halfeti
Sular altında kalıp bambaşka bir atmosfere bürünmüş olan Halfeti, 2013 yılında sakin şehir oldu. Aslında Halfeti, eski şehir ve yeni şehir olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Fırat Nehri kenarında konumlanan ve Birecik Barajı inşaatı nedeniyle sular altında kalan yer, eski şehir kısmı. Yeni şehir bölgesi ise kasaba sular altında kalınca insanların taşınmak zorunda kaldığı yer. Eski şehir olarak adlandırılan bölgeye gidip tekne turu yapmadan dönmemelisiniz. Gölün üzerinde bulunan asma köprü de harika fotoğraflar çekebileceğiniz manzaralara sahne oluyor. Halfeti’nin bu mistik atmosferinin yanında endemik türleri de çok ilgi çekiyor. Özellikle halk arasında Ağlayan Arap Kızı olarak tanımlanan karagül, sadece bu bölgede bulunuyor.
10- Şavşat
Türkiye’nin en kuzeydoğusunda konumlanan Şavşat, 2015 yılında Türkiye’nin 10. sakin şehri oldu. Karadeniz Bölgesi zaten başlı başına doğa harikası bir yer. Şavşat da özellikle Karagöl nedeniyle Karadeniz’in sevilen yerlerinden. Karagöl’ün içinde bulunduğu Sahara Karagöl Milli Parkı, farklı ağaç türleriyle kaplı kamp ve karavan alanları bulunan bir yer. Şavşat gezinizi yaz aylarına getirerek bu parkta kamp yapabilirsiniz. Doğayla iç içe uyuyup uyanmak, tatilinizi unutulmaz hale getirecektir. Şavşat’ta Arsiyan, Sahara ve Bilbilan Yaylarında buraya özgü üç tarafı balkonlu, tamamen ahşap evleri de görebilirsiniz. Sakin şehirlerin en güzel yanlarından biri, bölgeye özgü mimarinin korunuyor olması zaten…
11- Uzundere
Erzurum’un bir ilçesi olan Uzundere, 2016 yılında sakin şehir seçildi. Uzundere sınırları içerisinde bulunan Tortum Şelalesi, ülkemizin en büyük şelaleleri arasında bulunuyor. Özellikle ilkbahar ayları geldiğinde şelale canlanıyor ve dökülürken oluşan gökkuşağı görüntüsüyle her göreni büyülüyor. Şelalenin önüne konulan izleme balkonu, harika bir fotoğraf için ideal bir nokta. Tabii Uzundere’nin tek güzelliği Tortum Şelalesi değil. Ağlayan Köyü, Dikyar Köyü, Ulubağ Köyü ve Balıklı Köyü gibi noktalarını da mutlaka görmelisiniz. Buralarda yerel halkın yaşamının ve doğal güzelliklerin olduğu gibi korunmuş olması, Uzundere’yi özel kılıyor.
12- Göynük
Bolu’nun ilçesi olan Göynük, 2017 yılında sakin şehirler arasına katıldı. Anadolu halkının yaşam tarzı ve kültürü tanıyabileceğin örnekler barındırmasıyla ön plana çıkan Göynük’te geçmişin el sanatları uğraşları bile halen yapılıyor. Kılavuzlar Köyü’nde geçmişten günümüze ulaşan tahta oymacılığı sanatının örneklerini görebilirsiniz. Bunun yanında yöresel kıyafetler, gelenekler ve yemekler unutulmamış ve korunmuş. Zaten Göynük’e gittiğinizde bu atmosferi direkt olarak hissediyor ve kendinizi sakinliğin içinde buluyorsunuz. Bu nedenle şehir hayatının kaosu ve karmaşasından bunaldığınızda kaçış için çok doğru bir adres! Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere de yakın bir yer olduğu için sakin şehir oluşu en çok mutlu eden yerlerden.
13- Gerze
TUİK verilerine göre Türkiye’nin en mutlu şehri seçilen Sinop’un ilçesi Gerze, 2017 yılında sakin şehir kriterlerine uyumluluğunu kanıtladı. Masmavi denizin kenarında yemyeşil bir sakin şehir olan Gerze’de Karadeniz’in hırçın dalgalarını net bir şekilde duyabilirsiniz. Deniz Feneri’ne çıkıp dalgaları dinlemekten kendinizi alamayacaksınız. Küçük bir balıkçı kasabası atmosferini yaşatan Gerze’nin merkezini gezmek için bisiklet kiralayabilirsiniz. Cittaslow hareketi dolayısıyla bisiklet kullanımı artırma konusunda birçok çalışma yapılmış.. Yerel halk da bu konuda çok yardımcı oluyor. Zaten Gerzelilerin kendi arasında ve turistlerle olan iletişime hayran kalmamak elde değil. Kendinizi onlardan biri gibi hissedip bu kasabanın yaşamına hemen uyum sağlayacaksınız.
14- Eğirdir
Güller Diyarı Isparta’nın en güzel ilçelerinden Eğirdir, 2017 yılında sakin şehir seçildi. Göller Bölgesi olarak adlandırılan bölgenin en önemli noktası Eğirdir sayılıyor çünkü Türkiye’nin 4. büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü burada bulunuyor. Göl; yüzme, rüzgar sörfü, yamaç paraşütü gibi su sporları için çok elverişli. Gölün etrafı ise kamp kurmak ve trekking yapmak için tercih ediliyor. Kendinize güzel bir yürüyüş rotası arıyorsanız rotanızı Eğirdir’e çevirmelisiniz. Çevresinde yürüdükten sonra gölün üzerinde bulunan Yeşil Ada ve Can Ada’ya da gidebilirsiniz. Can Ada’da çadır ve karavan alanları da çok yaygın… Geceyi burada geçirebilirsiniz.
15- Mudurnu
Mudurnu, 2018 yılında Bolu’nun ikinci ve Türkiye’nin 15. sakin şehri oldu. Bu unvanı almadan önce tavuk üretimiyle akıllara gelen Mudurnu, sakin şehir olduktan sonra doğal güzelliklerinin zenginliğiyle ön plana çıkmaya başladı. Halen bu zenginlikleri ön plana çıkarma çalışmaları devam etmekte… Safranbolu evlerine benzer Osmanlı evlerinin olduğu Mudurnu’da bu evler de restore ediliyor. Cittaslow hareketiyle birlikte tarihi ve doğal atmosfer bozulmadan korunuyor. Tüm Mudurnu manzarasını yukarıdan görmek isterseniz, Mudurnu Saat Kulesi’ne çıkıp panoramik olarak izleyebilir; Mudurnu’yu gördükten sonra Abant ya da Göynük’e uğrayabilirsiniz.
16- Köyceğiz
Her bir ilçesi ve beldesi güzel olan Muğla’nın Köyceğiz ilçesi, sakin şehirler arasına 2019 yılında girdi. Bodrum, Fethiye, Marmaris gibi popüler ve kalabalık tatil beldelerinin yanı başında aslında bir çok kişinin aradığı sakin ve huzur dolu tatili sunuyor Köyceğiz. Dünyada benzeri az bulunan ayaklı göl çeşidinde olan Köyceğiz Gölü, burada mutlaka görmeniz gereken bir doğal güzellik. Bu göl üzerinden tekneyle kısa bir gezintiye çıkıp Kaunos Antik Kenti’ne gidebilirsiniz. Bu antik kentin eskiden bir limanı varmış ama alüvyonlar nedeniyle liman zaman içerisinde kaybolmuş. O yüzden farklı bir görüntüyle karşılaşacaksınız. Kaya mezarlarının görünümü de tam fotoğraflık.
17- Ahlat
Bitlis’in ilçesi olan Ahlat, 2019 yılında Türkiye’nin 17. sakin şehri oldu. Van Gölü’ne kıyısı olan Ahlat’ta Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden eserler tarihe ışık tutuyor. 8 bin 200 adet mezar taşından meydana gelen Selçuklu Mezarlığı, Ahlat’ı adeta bir açık hava müzesine çeviriyor. Bu mezarlık, dünya üzerindeki en büyük Türk İslam mezarlığı olduğu için de büyük bir önem taşıyor. Mezarlığın hemen yanındaki Ahlat Müzesi de birçok tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Bu kadar tarihi atmosferin içinde bir de gölde tekne turu yaparsanız bu keyifli tatil unutulmaz hale gelecektir.